Hz. Mehdi (as)’ın Gerçekleştireceği Yüce Görevler

Hz. Resûlüllah (s.a.v.) müjdesini verdiği Mehdi (a.s.)’a bir göz atmak faydalı olacaktır. Bunlardan bu zatın yüceliği de belirlenmiş olacaktır. Görevlerini yine Hz. Resûlüllah (s.a.v.) bizzat beyan etmiş ve değişik hadis kitaplarından derlenmiştir. İşte Hz. Mehdi’nin gerçekleştireceği görevler şunlardır:

O, adalet ile kararını verecek olan bir hâkim, yahut kadı olacaktır. Yine Hz. Resûlüllah (s.a.v.) buyurduğu gibi (Hakemen; adlen) olacaktır.

Hz. Mehdi (a.s.) haç ile ilgili bâtıl Hıristiyanlık inancını yok edecek, böylece haçı kırmış olacaktır. Hz. Resûlüllah (s.a.v.) “Yeksirüs-salibe” buyurmuştur. Hz. İmam Bedr-üd Din Aynî (r.a.) bunun anlamını beyan etmiştir. Yani:

“Allah (c.c.) lütfuyla bunun anlamını bana açıklamıştır. O da şudur ki “Kesr-i Salib” (haç kırmak)’ tan murat Hıristiyanların yalanını ortaya çıkarmaktır.”

Hz. Mehdinin gerçekleştireceği bir görevde, domuzu öldürmektir. Hz. Resûlüllah (s.a.v.) “Yaktülül Hinzire” diyerek bu gerçeği dile getirmiştir.

Domuz öldürmekten murat domuz niteliği taşıyan; yani kalplerinde hayâ duygusu bulunmayan ve utanmadan İslamiyet ve Hz. Resûlüllah (s.a.v.) saldıran bazı kimseler demektir.

Hz. Mehdi vasıtasıyla dünyadan haksızlık ve zulüm ortadan kalkacak ve onun yerine adalet yeryüzüne yayılacaktır.

Hz. Mehdi (a.s.)’ın gerçekleştireceği bir görev de, bidatları yok etmek ve İslâm dininin gerçek şeklini ortaya çıkarmaktır.

Hz. Mehdinin görevlerinden biri de, Hz. Resûlüllah (s.a.v.)’in buyurduğu gibi:

Dini savaşların şartlarının bulunmayışından dolayı bu savaşları ortadan kaldırmaktır. Yani Hz Mehdi’nin (a.s.) zamanındaki savaşlar din adıyla değil; aksine siyaset uğruna olacaktır.

Aynı gerçek, Sahih-i Müslim; Kitab-ül İman’da “Ve leyedaun-nel cizyete” kelimesiyle ifade etmiştir. Yani: Hz. Mehdi (a.s.) zamanında dini savaşlar olmayacaktır; dolayısıyla “Cizye” ortadan kaldırılmış olacaktır. (Cizye, Müslüman bir ülkede yaşamakta olan gayri Müslimlerin ödediği dini bir vergidir.)

Hz. Mehdi (a.s.) bir görevi de, Hz. Resûlüllah (s.a.v.) buyurduğu gibi:

Müslümanların kalbinde birbirleri aleyhinde bulunan kin ve hasedi yok etmek ve böylece onları gerçek anlamda kardeşler haline getirmektir.

Hz. Mehdi (a.s.)’ın bir görevi de Hz. Resûlüllah (s.a.v.) buyurduğu gibi:

“Hz. Mehdi (a.s.) manevi bir dini malı dağıtacak, fakat insanlar o malı kabul etmeyeceklerdir.”

Hz. Mehdi (a.s.) en büyük görevi, Kur’an-ı Kerim de belirtildiği gibi, İslam dinini diğer dinlerden üstün çıkaracaktır.

İbn-i Cerir ve Bihar-ül Envar’da belirtildiği gibi: Hz Mehdi (a.s.) İslam dinini bütün batıl dinlerden daha üstün çıkaracaktır. Bazı kaynaklarda bu gerçek:

“ Hz Mehdi (a.s.) zamanında bütün batıl milletler helak edilecektir.” İfadesiyle anlatılmıştır.

Hak Te’alanın (c.c) Kur’an-ı Keriminde buyurduğu gibi milletlerin helâk edilmesi delil ile yenilgiye uğratılmaları demektir.

Kısacası, İslâm dini Hz Mehdi (a.s.) vasıtasıyla en yüksek seviyeye ulaşacak; bâtıl inançlar yenilgiye uğratılacak ve Hz. Resûlüllah (s.a.v.) ümmeti tekrar eski aydın ve yüce mertebeye ulaşacak. Dünyada zülüm ve haksızlık ortadan kaldırılacak ve yerine adalet ve insaf doldurulacak. Demek ki Hz Muhammed’in (s.a.v.) ümmetinin geleceği, Hz Mehdi’ye (a.s.) bağlıdır. O derece yüce bir zatın gelmesini inkâr etmek bir Müslüman’a yakışmaz. O derece muazzam ve yüce bir hadisenin gerçekleşeceğini inkâr etmek, Kur’an-ı ve Hz. Resûlüllah (s.a.v.)’i reddetmek (hâşâ) demektir.

Bazı kimseler, yalancı birçok insanın sözde Mehdi olduğunu iddia ettiğini ve bu gibi sahte insanların İslâm âleminde çok olduğunu ileri sürerek, artık Mehdilik düşüncesini reddederler. Ancak bu gibi yalancıların, Hak Teâlâ (c.c.) tarafından daima ibret verici bir şekilde cezalandırıldıklarını da unutmamalıyız. Kur’an-ı Kerim ve Hz. Resûlüllah (s.a.v.)’ın hadislerinde öyle prensipler ileri sürülmüştür ki, biz onlar vasıtasıyla doğru ile sahtekar arasındaki farkı hemen idrak edebiliriz ve kimin doğru,  kimin yalancı olduğunu apaçık anlayabiliriz.

Buna mukabil bazı kimseler inandıkları şeylerin “Mehdi” olduğuna inanırlar. Halbuki o şeyler, kendi dilleriyle aslâ “Mehdi” olduklarını iddia etmezler. Bu şaşırtıcı durumda daima bir Farsça bir deyim akla gelir: “Pirler (şeyhler) uçmazlar; ancak onları müritleri uçururlar”

Önceki

Peygamberimizden sonraki müceddidi nasıl tanıyabiliriz?

Sonraki

Kilise İsa Mesih’i Tanrılaştırmaktadır