İsa (a.s.) Vefat Etmiştir. Geri Gelemez - Müslüman Ahmediye Cemaati

İsa (a.s.) Vefat Etmiştir. Geri Gelemez

İÇİNDEKİLER 

Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir?

Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili

Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah’ın Açıklaması

İmam Buhari Ve Teveffi Kelimesi

Nisa Suresi 158 Ve 159. Ayetlerinin Manası Nedir?

Hz. İsa’nın Ölümü Ve Resûlallah (S.A.V.)

Hz. İsa’nın Ölümü Ve Ashab-I Kiram

Hz. İsa’nın Ölümü Ve Peygamber Efendimizin (S.A.V.)Aile Efradı

Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir?

Maide suresinde şöyle buyrulmaktadır. Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, “Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin” diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, “Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, hâlbuki ben senin zatında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin. Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin, dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni Vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkiyle görensin.”[1]

Açıklama: Hıristiyanlar: “Biz İsa ve annesini taparız çünkü o bize bunları emretmişti” derler. Allah (c.c.) İsa’ya sordu: Ey İsa sen onlara bunları öğrettin mi?” İsa (a.s.) Cevaben, böyle bir suçlamayı kesin bir dille reddedip, kendisi hayattayken böyle bir inanışın ümmeti içinde bulunmadığını söyler. Ve şöyle der: İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim.” Yani içlerinde iken her peygamberin ümmetini kontrol ettiği gibi ben de ümmetimi kontrol ederdim. Fakat böyle bir inanışla karşılaşmadım. Eğer karşılaşmış olsaydım bu bozuk inanışı düzeltirdim.

Sonra sen beni “teveffi” ettin yani beni vefat ettirdin. Ve bu teveffi ile birlikte ben onlardan ayrıldım. Böylelikle ümmetim benim kontrolümden çıkıp senin kontrolüne geçti. O günden beri üzerlerine kontrolcü yalnızca sensin.

Delil no.1:

Bu ayet-i kerimesinde İsa (a.s.) İki devirden bahsetmektedir; birincisi ümmetinin içinde bulunduğu dönem ki bu “mâ dümtü fihim[2]” kelimelerinden anlaşılmaktadır. Bundan sonra ikinci dönem başlar yani İsa’nın ümmeti içinde bulunmadığı dönem ki bu “künte enterrakıbe aleyhim[3]” kelimelerinden anlaşılmaktadır. Peki, bu iki dönemi bir birinden ayırdı eden hadise nedir? Ayet-i kerim’e göre birinci dönemi sona erdiren ve ikinci dönemi başlatan hadise “felemmâ teveffeteni[4]” şeklinde vuku bulunan hadisedir. Yani İsa’nın ümmetinden ayrılışı teveffi (vefat) ile olmuştur.

Peki, İsa (a.s.) Kuran-ı Kerim indiğinde ümmeti içinde mevcut muydu değil miydi? Tabii ki İsa ümmeti içinde değildi. Nitekim o vefat etmiştir. Çünkü Kuran-ı Kerim onun ümmetinden ayrılışı döneminin teveffi ile (vefat ile) başladığını söyler.

Delil no.2.

Bu ayete göre teslis[5] inancı İsa  hayattayken yoktu. Nitekim İsa (a.s.) Vefatından önceki döneme kadar böyle bir inanışın bulunmadığını söyleyip vefatından sonraki dönemde böyle bir inanış yayıldığı ise ondan habersiz olduğunu söylemektedir. 

Peki, Kuran-ı Kerim indiğinde, Hıristiyanlar arasında teslis inancı var mıydı yok muydu? Kuran-ı Kerim böyle bir inanışın var olduğundan bahseder[6]  ve Hıristiyanların bu inanışla küfre düştüğünü beyan eder.[7]

Kısacası Kuran’ın ifadelerine göre, Kuran indiği vakit Hıristiyanlar teslis inancına sahip idiler ve söz konusu ayetin ifadesine göre teslis inancı yayıldığı zaman Hz. İsa (a.s.) Vefat etmişti.

Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

Teveffi Kelimesi Tefa’ul Babından olup mastar hükmündedir. Kuran-ı Kerim’de bu kelime yirmi beş yerde kullanılmıştır. İki yerde İsa için ve yirmi üç yerde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Dâhil olmak üzere diğer insanlar için. Tefa’ul babından mastar olan bu kelime, çeşitli zaman çekimleri halinde çeşitli ayetlerde geçmektedir.

Allah özne ve insan nesne olduğu zaman Kuran-ı Kerim’in her yerinde bu kelime sadece ruhun alınması için kullanılmıştır. Hiçbir zaman cismin alınması veya ruh ile cisim her ikisinin birden alınması manasında kullanılmamıştır. Ayrıca bu kelimenin Arapça kullanılışında böyle bir mana yoktur. Teveffinin bu şekildeki kullanılışının bir tek manası vardır o da, Allah’ın veya meleklerin bir insanın ruhunu almasıdır.

Nitekim bu kelime tefa’ul babından türediği zaman, Allah veya melekler özne ve insan nesne olduğu takdirde bunun ölümden başka manası yoktur. Sadece eğer bir ayette teveffi kelimesiyle birlikte leyl (gece) veya menâm (uyku) kelimeleri geçerse orada  ruhun alınması uyku halinde olur. Söz konusu metinde bu iki kelimeden biri mevcut değilse manası sadece ölümdür.

Tartışma konusu olan iki yer dışında, Kur’an-ı Kerim’in yirmi üç yerinde teveffi kelimesi kullanılmıştır. Kuran-ı Kerim istisnasız bu kelimeyi ruhun alınması için kullanmaktadır. Bir kimse bu kelimenin cismiyle birlikte bir insanın göğe çıkarılması için de kullanılabileceği iddia ediyorsa, ona düşen teveffi kelimesinin bu manada kullanıldığını ispatlamaktır.

Kuran-ı Kerim’in  yirmi üç ayetinde tartışma konusu olan teveffi kelimesi kullanılmıştır. Allah c.c. Bu kelimeyi her yerde istisnasız olarak ruhun alınması için kullanmaktadır, tersini söyleyen iddiasını ispatlamak zorundadır.

Teveffi kelimesinin geçtiği yerler şunlardır:  

1.            Vellezine yüteveffevne minküm:  Sizden ölenlerin (teveffi edilenlerin) geride bıraktıkları eşleri.[8]

2.            Vellazine yüteveffevne minküm:  Sizden ölenlerin (teveffi edilenlerin) geride bıraktıkları eşleri.[9]

3.            Teveffenâ meal ebrâr: Bizi iyilerle beraber vefat (teveffi) ettir.[10]

4.            Hatta yeteveffahunne-l mevt: O kadınları (teveffi) ölüm alıp götürünceye kadar.[11]

5.            İnnellezine teveffahumu-l melâiketü: Melekler canlarını alırken (teveffi ederlerken).[12]

6.            Hatta izâ cââ ehadekümü-l mevtü teveffethu rusülünâ: Nihayet birinize ölüm geldiği zaman elçilerimiz (meleklerimiz) onu canını alırlar (teveffi ettirirler).[13]

7.            Hatta izâ câethüm rusülünâ yeteveffevnehüm: Sonra elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken (onları teveffi ederlerken).[14]

8.            Teveffenâ müslimin: Biz itaatkâr iken canımızı al (bizi teveffi ettir).[15]

9.            Neteveffeyenneke:  Seni öldürürsek (seni teveffi ettirirsek).[16]

10.         Neteveffeyenneke:  Seni öldürürsek (seni teveffi ettirirsek).[17]

11.         Teveffenî müslimen: Ben itaatkâr iken beni öldür (beni teveffi ettir).[18]

12.         Ellezine teveffâhümü-l melâiketü: Meleklerin canlarını aldıkları kimseler (melekler tarafından teveffi ettirilen kimseler).[19]

13.         Ellezine teteveffahümü-l melâikatü: Meleklerin canlarını aldıkları kimseler (melekler tarafından teveffi ettirilen kimseler).[20]

14.         Sümme yeteveffaküm: Sonra (Allah) sizi vefat ettirecek (sizi teveffi edecek).[21]

15.         Minküm men yüteveffa: İçinizde kimi vefat eder (teveffi olur).[22]

16.         Kul yeteveffaküm melekülmevt: De ki, ölüm meleği canınızı alacak (sizi teveffi ettirecek).[23]

17.         Yeteveffel enfüse hîne mevtihâ: Allah birinin ölümü geldiği zaman canını alır (onu teveffi ettirir).[24]

18.         Minküm men yüteveffa min kablü: İçinizden (bu aşamalara geçmeden) önce vefat edenler (teveffi olanlar) de vardır.[25]

19.         Neteveffeyenneke: Ey peygamber! Yahut) seni daha önce vefat ettiririz(teveffi ettiririz).[26]

20.         İzâ teveffethümü-l melâikatü: Melekler canlarını alırken (teveffi ederlerken)[27]

21.         Yeteveffaküm billeyl: Geceleyin sizi öldüren (sizi teveffi eden).[28]

22.         İz yeteveffellezîne keferu’l meleâiketü: Melekler kâfirlerin canlarını alırken (teveffi ederlerken).[29]

23.         Velâkin a’büdü’llahellezî yeteveffâküm: Fakat ben sizi öldürecek olan (sizi teveffi eden) Allah’a kulluk ederim.[30]

Görüldüğü gibi Kur’an-ı Kerim’in her yerinde teveffi kelimesinin bir tek manası “ruhun alınması”dır. Bu kelime çeşitli insanlar için geçtiği gibi Hz. Resulüllah(s.a.v.) İçin de geçmiş bulunuyor. Teveffi kelimesi herkes için “ölüm” diye çevriliyorken neden İsa için cismi ve ruhu ile birlikte göğe kaldırıldığı vb. Şeklinde çevriliyor. Bunun delili nedir? Bilindiği gibi bir kelimenin manası ancak muhatabın cinsi değiştiği zaman değişir. Mesela: İnsan sabır eder. Yani başına bir şey geldiği zaman ona karşı direnir. Şimdi Allah’ın bir ismi de “Sabır eden”dir. Hâlbuki Allah’ın başına hiçbir şey gelmez. Nitekim Allah için sabır kelimesinin manası değişir. Çünkü O insan değildir. Şimdi peygamberler dâhil olmak üzere her insan için teveffi kelimesinin bir tek “ölüm” manasına geldiğini söyleyenler. İsa (a.s.) Söz konusu olunca bütün insanlar arasından sadece onun için “teveffi”nin manasını değiştirirler. Böyle bir uygulama Hıristiyanların İsa hakkındaki tezini destekler ve iddia ettikleri gibi İsa’nın peygamber değil peygamberler üstü bir varlık olduğunu ispatlar.

Bir Öncekini Oku

Peygamber Efendimiz Sav. Allah Teala ya nasıl şükür ederdi?

Bir Sonrakini Oku

Deccal ve Yecüc-Mecüc