İsrail ve Filistin hakkında Kur’an-ı Kerim’in verdiği haberler

İsra Suresi 105. Ayetin tefsirini yaparken 4. Halifetü’l Mesih hazretleri şöyle der:

وَّ قُلۡنَا مِنۡۢ بَعۡدِہٖ لِبَنِیۡۤ اِسۡرَآءِیۡلَ اسۡکُنُوا الۡاَرۡضَ فَاِذَا جَآءَ وَعۡدُ الۡاٰخِرَۃِ جِئۡنَا بِکُمۡ لَفِیۡفًا ﴿۱۰۵﴾ؕ

Ondan sonra Biz İsrâiloğulları’na, “(Size vadedilen) ülkede yaşayın. İkinci vaadin gerçekleşme zamanı geldiğinde, hepinizi toplayıp getireceğiz,” dedik. [1]

Ahiret vaadi geldiğinde Biz sizi bütün dünyadan toplayıp bir araya getireceğiz. Bu devir ahirin devridir. Burada kullanılan Ahire kelimesinin manası, ahiret demek değildir. Burada bir fark vardır, bu farkı göz önünde bulundurmak gerekir. Ahirin döneminin manası ikinci dönemdir, ahiret ise daha sonra gelecek olana denir. Daha sonra gelecek olan dönemde ilginç şeyler vuku bulacaktır.  Bu gaybi haberlerin bir kısmı bilimle ilgilidir; Bir kısmı din ile, bir kısmı da siyasetle ilgilidir. Bu haberlerin hepsi Kur’an-ı Kerim’de mevcuttur. Bu ayette bulunan gaybi haber, din ile ilgilidir. Burada Yahudilere, Biz sizi bütün dünyadan toplayıp vadedilmiş topraklara getireceğiz denilmiştir. İsrail’in kurulmasıyla bu haber gerçekleşti. Bazı kimseler bu, Yahudilerin kurnazlığı, entrikaları vesairenin neticesidir derler. Aslında Yahudiler, bu haberin gerçekleşmesine bir vesile oldular. Tıpkı bilim adamlarının bir buluşa vesile olmaları gibi. Ancak bu haberin gerçekleşmesi Kur’an-ı Kerim’de bildirildiği gibi mukadder kılınmıştı. Bu takdirin değiştirilmesi imkansızdı. Müslüman alimler bu ayeti incelemeliydi ve İlahî takdiri değiştirme yolları aramamalıydı. Çünkü bunun neticesinde ümmet daha çok zarar görecekti. Bundan dolayı Allah’ın takdiri ile her çarpıştıklarında zarara uğradılar. Halbuki onlar Allah’ın takdirini anlayıp Kuran’ın bahsettiği çarelere başvursalardı çabaları mutlaka başarıyla sonuçlanırdı. Onlar Allah’ın söylediği çareleri gözardı ettiler. Ben, “Allah’ın takdiri mutlaka gerçekleşecektir diye hiçbir şey yapmadan oturmalıydılar” demiyorum. Ben sadece şunu demek istiyorum ki bu, takdir-i mübrem idi ve değişmeyecekti. Ancak bu takdirden sonra başka bir takdir de mukadder kılınmıştır; Eğer onu dikkate alsalardı o zaman en az zararla kurtulacaklardı. Bir taraftan bu ayette bildirilen haber gerçekleşecekti, diğer taraftan son feyze ve zafere Müslümanlar nail olacaklardı. O ikinci takdir de Enbiya Suresi 106 ve 107’de şöyle bildirilmiştir:

وَ لَقَدۡ کَتَبۡنَا فِی الزَّبُوۡرِ مِنۡۢ بَعۡدِ الذِّکۡرِ اَنَّ الۡاَرۡضَ یَرِثُہَا عِبَادِیَ الصّٰلِحُوۡنَ ﴿۱۰۶﴾اِنَّ فِیۡ ہٰذَا لَبَلٰغًا لِّقَوۡمٍ عٰبِدِیۡنَ ﴿۱۰۷﴾ؕ

Şüphesiz Biz, Zebur’da (birtakım) öğüt­ler verdikten sonra, (Vadedilen) Toprak’a salih kulla­rım vâris olacaklar,” diye yazdıydık. Şüphesiz bunda, ibadet eden insanlar için önemli bir haber vardır.[2]

Allah bu ayetlerde açık açık söylemişti ki eğer siz vadedilmiş topraklara tekrar sahip olmak istiyorsanız o zaman Allah’ın salih kulları olmak zorundasınız. Allah’ın temiz ve salih kulları olduğunuz takdirde bu topraklar size verilecektir. Bu şartlar yerine getirilmedikçe, ne yaparsanız yapın,  buralara sahip olamazsınız.  اِنَّ فِیۡ ہٰذَا لَبَلٰغًا bunda büyük bir mesaj vardır. Yani, Muhammed Resulüllah’ın (sav) ümmetinde salih olan ve ibadet edenler için büyük bir mesaj vardır. Bunu anlarlarsa bundan istifade ederler; Anlamazlarsa bundan mahrum kalırlar ve çaresizlik içinde hiçbir şey elde edemezler.

Bugüne dek bu mesaj Müslümanlar tarafından dikkate alınmamıştır.  Benim bu Kuran dersim, bütün dünyada dinlenmektedir. Araplar da buna dahildir. Ben dinleyicilerin hepsine diyorum ki, Kur’an-ı Kerim’in bu mesajını anlayın, çünkü bu بَلٰغًا yani çok yüce ve azimüşşan bir mesajdır. Bu mesaja uyarak Müslümanlar günlük hayatlarını salih hale getirmeli. Salih hayat ise hükümetleri devirerek elde edilemez. İslam devrimi adı altında iktidarları devirme çabaları, İslam’ı ve İslam dünyasını daha da zayıf duruma düşürecektir. Bu tür çabalar ne geçmişte işe yaradı, ne de gelecekte işe yarayacaktır. Bundan dolayı kendi kendinize zulmetmeyin. Bir intihardan sonra ikinci intihara kalkışmayın. Önce Allah’ın takdirini değiştirmek için yanlış yollara başvurdular. Bunun neticesinde İsrail’e verilecek olan küçük bir toprak gitgide çoğalarak genişledi. İsrailoğullarının çabalarıyla onlara verilecek olan İsrail, küçücük bir toprak idi. Ancak Müslüman önderlerin hatalarından dolayı Yahudilerin eline geçen İsrail toprağı, çok geniştir.  Ben İsrail’in ne kadar genişlediğini “Körfez Krizi ve Yeni Dünya Düzeni” adlı kitapta hesaplayıp söylemiştim. Müslümanlar Enbiya Suresinin bu (106-107.) ayetlerini göz ardı etmektedirler. Allah bu ayetlerde şunu anlatmaktadır: Ben Davud Peygambere -ki onun adıyla bu Siyonist hareket başlamıştır ve siyonistler İsrail’i kurmuştur- şöyle dedim: Eğer siz onların kurduğu İsrail toprağını geri almak istiyorsanız o zaman Davud Peygamberin Zebur’unu okuyun. Orada Ben Davud Peygambere şöyle demiştim: Eninde sonunda bu toprak, ibadet eden  salih kullarıma verilecektir. İşte Müslümanlar Allah’ın bu mesajını unuttular. Halbuki Allah-u Teala;

اِنَّ فِیۡ ہٰذَا لَبَلٰغًا لِّقَوۡمٍ عٰبِدِیۡنَ ﴿۱۰۷﴾ؕ

“Bunda ibadet eden insanlar için büyük bir mesaj vardır.” Buyurmuştu. İşte Kur’an-ı Kerim’in her konuyla ilgili verdiği haberler apaçıktır ve laf olsun diye değildir.

 

 

[1] Beni İsrail (17) Suresi, 105

[2] Enbiya Suresi, Ayet 106-107

Önceki

Türk Masası Başkanı değerli Mürebbi Dr. Muhammed Celal Şems vefat etti

Sonraki

5.01.2024 – Vakf-e Cedid’in 66. yılında Cemaat üyelerinin yaptığı mal fedakarlıkları ve 67. Dönemin başladığının duyurulması