Kalbe doğan düşünce melekten mi şeytandan mı? - Müslüman Ahmediye Cemaati

Kalbe doğan düşünce melekten mi şeytandan mı?

Fussilet ﴾36﴿ Eğer şeytandan sana bir fitleme gelirse hemen Allah’a sığın! Allah işitendir, bilendir.

Lemmeyi Melekiye ve Şeytani‘nin Kıyaslanması

Şimdi de kalbinizde oluşan düşüncelerde meleğin mi yoksa şeytanın mı etkisinin fazla olduğunu ölçmek için basit ve üç aşağı beş yukarı doğru sonuç veren bir yöntemi anlatayım.

Asıl düşünce membasının ister iyi olsun, ister kötü sizin içinizde olduğunu zaten söylemiştim. Bu sebeple kalbinizi inceleyerek hangisiyle (melek veya şeytan) daha sıkı ilişki içinde olduğunuz konusunda karar vermek mümkündür.

İlk olarak eğer kalbinizde önce iyi düşünce oluşuyorsa ve kötü düşünce arkasından geliyorsa bu melekle olan ilişkinin nispeten daha güçlü olduğunu gösterir. Melek bu ilişkiyi güçlendirmeye çalışmaktadır ve şeytan da engel olmayı denemektedir. Bu sebeple ne zaman aklınıza kötü bir şey gelirse daha önce iyiliğin gelip gelmediğine bakınız. Eğer gelmişse meleğin ilişkisi daha kuvvetlidir. Örneğin halis muhlis bir niyetle namaz kılmaya kalktınız ama sonra bazı vesveseler de zihninizde oluştuysa bu meleğin ilişkisinin daha güçlü olduğunu gösterir. Siz iyilik için kalkmıştınız ama şeytan bozmaya çalışmış. Bu aşağı yukarı iyilik ve kötülük güçlerinin berabere kaldığı bir durumdur.

İkinci olarak kalbinizin durumu şöyle olabilir ki aklınıza kötü bir şey geliyor ama hemen ardından yanlışlığını da fark ediyorsunuz. Örneğin önce “hadi camiye gidip namaz kılayım ki herkes görsün” diye düşünür düşünmez hemen ardından içinizden bir ses “olur mu hiç; namaz kılacaksan sadece Allah için kıl” diyorsa meleklerin sizinle olan ilişkisinin şeytanınkine göre zayıf olduğunu ama aynı zamanda meleklerin sizi tamamen bırakmadığını da biliniz. Fırsat bulur bulmaz sizi iyiliğe çağırmaktadırlar.

İşte bu noktaya kadar insan korunmuş sayılır çünkü meleklerin ilişkisi az da olsa devam etmektedir. İlk seviyede onlar yukarı kaldırırken bazen şeytan aşağı çekiyor ve ikinci seviyedeyse şeytan batırmaya çalışırken onlar tam batmadan kaldırıyorlar. Bu iki seviyeden birisinde olan insan için umut kapısı açıktır.

Üçüncü seviye son derece tehlikelidir. Bu seviyede insanın zihninde kötü bir düşünce gelir ama ardından düzeltici iyilik düşüncesi bir türlü gelmez. Saatler, günler geçer ama kalbi kötülüğe karşı tepki göstermez; coşmaz. Eğer durum böyleyse bilinsin ki melekler böyle birisini tamamen terk etmişlerdir; yerine şeytan musallat olmuştur.

Bu üç seviyede kötülüğün gücü iyiliğin gücüne eşit veya fazladır ve insan bu seviyelerdeyse çok dikkat etmelidir. Bunların üstünde iki seviye daha vardır ve bu seviyelerde iyiliğin gücü kötülüğün gücünden üstündür; galip gelebilecek seviyededir.

Birinci üst seviyede iyilikle ilgili düşünce zihninde oluşur ve arkasından kötü düşünce de gelmesine rağmen bu iyilik düşüncesi hâkim olur. Bu durumda meleklerin daha tam olarak insanı kuşatamadığını anlamak gerekir ama insan bu haliyle bile kötülük düşüncelerini bastırma gücüne de sahip olur. Asıl ilişki melekle olur; şeytan sadece bozmaya çalışır.

Bunun da üstündeki seviyede iyilik düşüncesinden sonra oluşan kötülük düşüncesi neredeyse yok olur ya da kötülük düşüncesi tamamen yok olur ama iyilikle ilgili düşünce tam olmaz; bir kısmını içerir, bir kısmını ise atlar. Bu seviyede insan artık önemli ölçüde korunmuş olduğunu anlayabilir; şeytan için sadece çok az girebilme kapısının kaldığını çıkartabilir. Bunun da üstüne çıkarsa yüzde yüz korunmuş olur; şeytanın girebileceği her kapıyı kapatmış olur. İşte bu şekilde bu beş seviyeyi kalbinde inceleyerek insan ne tarafa doğru gittiğini anlayabilir.

Hz. Mirza Beşiruddin Mahmud Ahmed (ra), Melaiketullah adlı eserinden

Bir Öncekini Oku

Dostunuz Melekler mi, Şeytan mı?

Bir Sonrakini Oku

Melek mi güçlü, yoksa şeytan mı?