Tebliğim barışa, bir arada huzur ve sükun içinde yaşamaya ve insanlığın ümidine dairdir. Söylediklerimi dikkatle dinleyeceğinizi ve taraf tutmayan aydın bir kafa ile inceleyeceğinizi umuyorum.
İnsanlık tarihinde 1835 yılı şerefli ve önemli bir yer işgal eder. O yıl içinde, Kuzey Hindistan’ın küçük bir köyü olan Kadiyan’da, bir çocuk dünyaya gelmişti. Onun dedeleri, nesilleri boyunca, Kadiyan etrafındaki bölgeyi liyakatle idare etmişlerdi. Fakat, artık o büyük ailenin yıldızı sönmüş, eski parlak mevkii ve itibarı bir hayli sarsılmıştı. Ancak, dünyaya gelen bu çocuk alelade bir çocuk değildi. Onun, yalnız maneviyat sahasında değil, maddiyat sahasında da büyük bir inkilâp yapması mukadderdi.
Ebeveyni ona Gulam Ahmed adını vermişlerdi. Sonraları bütün dünyada Hazreti Mirza Gulam Ahmed Kadiyani diye tanınmıştı. Allah tarafından Mesih ve Mehdi tayin edilmişti.
Ailenin kayıtlarından, onun doğum tarihinin 13 Şubat 1835 olduğu anlaşılmaktadır. O devir, bir cahillik devri idi.
Hindistan’ın bu kısmında ilim ve irfana karşı meyli olanların sayısı mahduttu. Okuma yazma bilenler pek azdı. Okuma bilen bulunmadığı için, gelen mektuplar çok defa okunmadan bir köşeye atılırdı.
Bu çocuğu okutmak için tutulan hocalar pek o kadar alim kimseler değillerdi. Kendisine Kur’an okumayı öğrettiler. Ancak, bu kutsal kitabın manasını ve derinliklerini ona en basit şekilde bile öğretecek kadar ehliyetleri yoktu.
Çocuğa biraz da Arapça ve Farsça öğrettiler. Bu iki dili, hakkı ile ve bütün incelikleri ile olmasa bile, okuyacak kadar öğrenmişti. Tanınmış bir hekim olan babasının delaleti ile, yerli tebabet sistemine dair bazı kitaplar okudu.
Onun gördüğü tahsil işte bu kadardı. Gerçi onda kitap sevgisi vardı ve babasının kütüphanesindeki kitapları her zaman okurdu. Fakat o zamanlar ilim ve irfan fazla rağbet görmediği için, babası onun ailevi işleri idare etmek hususunda kendisine yardımcı olmasını ve dünya işleri ile meşgul olarak halk arasında itibar ve şöhret kazanmasını istiyordu. Bu sebeple, babası onu okuyup yazmaktan alıkoymaya çalıştı ve bir kitap kurdu olmamasını tembih etti.