BASIN AÇIKLAMASI
21 Haziran 2024
Müslüman Ahmediye Cemaati’nin Başkanı İslamabad’da Kurban Bayramı Hutbesi Verdi
“Haykırış ve dualarımızı o denli çoğaltmalıyız ki, Allah’ın Rahmeti hızla mazlumların yardımına yetişsin ve zalimleri yakalasın.”– Mirza Masrur Ahmed Hazretleri
Müslüman Ahmediye Cemaati’nin Dünya Çapındaki Başkanı, Beşinci Halife, Mirza Masrur Ahmed Hazretleri Kurban Bayramı hutbesini, 17 Haziran 2024 günü Tilford, İslamabad’da bulunan Mübarek Camii’nde verdi.
Dünyanın her tarafından milyonlarca Müslüman Ahmedi, uluslararası televizyon kanalı MTA International aracılığıyla Halifelerinin Bayram Hutbesini canlı olarak dinleyebildiler ve dini liderlerinin yönettiği sessiz duaya katıldılar.
Huzur hutbesinde, temel insan hakkı olan inançlarını yerine getirmekten mahrum bırakılan ve yetkililer tarafından Kurban Bayramı’nda kurban kesmeleri yasaklanan Pakistan’daki Müslüman Ahmedilerin, karşı karşıya olduğu son derece zorlu koşullardan bahsetti.
Huzur, Müslüman Ahmedilerin maruz kaldıkları zulme değinip buyurdu ki, en temel insan haklarından mahrum bırakılmalarına rağmen, Yüce Allah’ın rızası için duygularından vazgeçip gerçekten fedakârlık ruhuyla hareket edenler aslında Müslüman Ahmedilerdir ve kendisi Müslüman Ahmedilere Kur’an-ı Kerim’in Hac Suresi 38. ayetini hatırlattı. Orada Yüce Allah kurbanlık hayvanlardan bahsederek şöyle buyurmaktadır:
“Onların ne etleri, ne kanları Allah’a asla ulaşmaz, ama O’na ulaşan, ancak takvanızdır.”
Mirza Masrur Ahmed Hazretleri konuşmasına başlarken şöyle buyurdu:
“Bir hayvanı kurban etme eylemi, oğlunu kurban etmeye hazır olan Hz. İbrahim’in (as) ve Allah’ın emriyle kendi canını feda etmeye hazır olan Hz. İsmail’in (as) mükemmel sadakatini ve itaatini akıllara getirmektedir. Baba ve oğul rüyaya dayanarak nihai fedakârlığı yapmaya gerçekten hazır olduklarında, Allah onların sadakat ve fedakârlık sözlerini yerine getirdiklerini ilan etmiştir. Bu, onların Allah’a olan sadakatlerinin bir sınavıydı.”
Allah rızası için her şeyi feda etmeye hazır olmanın anısına Huzur buyurdu ki, onlara bir koç kurban etmeleri emredildi, “böylece bu fedakârlığın ruhu, Kıyamet Gününe kadar inanç tarihinde taze kalacaktır.”
Bu uygulamanın günümüze kadar nasıl devam ettiğinden bahseden Mirza Masrur Ahmed Hazretleri, şöyle buyurdu:
“Hac vesilesiyle Müslümanlar, bu fedakârlığın hatırasını canlı tutmak için milyonlarca hayvan kurban ederler ve bu kurbanlar, ancak arkalarında baba ve oğulun sadakat ruhu olduğunda, (yani) takva yolunda yürürken sadece Allah rızası için her şeyden vazgeçme ruhu taşıdıklarında, Allah Katında gerçek kurbanlar olarak kabul edilirler. Eğer bu yoksa görünürdeki fedakârlığın da hiçbir değeri yoktur.”
Huzur buyurdu ki, onlar Müslüman Ahmedilerin bayramda hayvan kurban etmelerini yasaklarken, diğer Müslümanların çoğu gerçek amacının farkında olmadan hayvan kurban etmektedirler. Keza onlar, en pahalı hayvanı satın alarak diğerlerinin önüne geçmeye kendilerini kaptırırlar ve böylece fedakârlık ruhu, salt dünyevi hedeflerin peşinden koştukları için, “gösteriş yapma dürtüleri tarafından gölgede bırakılır.”
Ahmedi karşıtı sözde din âlimlerinden bahseden Huzur, onların Müslüman Ahmedilere zulmetmek için her yola başvurmaya hazır olduklarını beyan etti.
Mirza Masrur Ahmed Hazretleri şöyle buyurdu:
“Müslüman Ahmediler duygularını Yüce Allah nezdinde eskisinden daha fazla ortaya koymalıdırlar ki, O da yakında bize rahmet ve merhamet gözüyle baksın. Yüce Allah mazlumların haykırışlarını mutlaka işitir. O, sizin kurban niyetinizi kabul edecektir ve kurban kesip, Müslüman Ahmedileri bundan alıkoyanların kurbanlarını reddederken, sizinkini gerçek bir kurbanlık olarak dikkate alacaktır.”
Kur’an-ı Kerim’in Hac Suresi 38. ayetine atıfta bulunan Huzur buyurdu ki, Müslüman Ahmediler kurban kesmenin gerçek amacı olan takvayı benimsemelidirler ve bu bakımdan üstün olmalıdırlar.
Mirza Masrur Ahmed Hazretleri şöyle buyurdu:
“Esas olan takvayı benimsemektir ve Yüce Allah’a ulaşan da işte budur. Kurbanların eti ve kanı Allah’a ulaşmaz. Önemli olan ruhtur ve bugün Müslüman Ahmediler bunu anlamaktadırlar… Takvada ilerlemek, her Müslüman Ahmedinin içindeki ruh olmalıdır. Her ne kadar Müslüman Ahmediler kurban kesmekten alıkonuldukları için derin bir üzüntü duysalar da, eğer takva sahibi olurlarsa, Yüce Allah da onların niyetlerini kabul edecek ve kendilerini ödüllendirecektir.”
Müslüman Ahmedilere ıstıraplarını duaya dönüştürmelerini hatırlatan Mirza Masrur Ahmed Hazretleri, şunları buyurdu:
“İmanlarında sağlam duran, keza canlarını, mallarını ve hislerini içtenlikle feda eden Müslüman Ahmedilerin amelleri, şüphesiz Yüce Allah tarafından kabul edilecektir. Bu fedakârlık dönemi de, inşallah geçip gidecektir. Dolayısıyla bu durumda, Yüce Allah nezdinde daha fazla boyun eğmeliyiz, haykırış ve dualarımızı o denli çoğaltmalıyız ki, Allah’ın Rahmeti hızla mazlumların yardımına yetişsin ve zalimleri yakalasın. Hz. İbrahim’in (as) sünnetini takip ederek ve Hz. Muhammed’in (sav) öğretilerine bütünüyle bağlı kalarak, Allah’a beyan ediniz ki, biz O’nun emirlerine göre hareket etmeye daima hazırız ve ister canımız, ister malımız, isterse hislerimizden her türlü fedakârlıkta bulunmaya da hazırlıklıyız.”
Huzur buyurdu ki, diğer dinlerden ve uluslardan insanlar da hayvan kurban ederler, ancak takvadan yoksun oldukları için bunun sonucunda Allah’a yakınlık elde edemezler. Bu durum, İslam dinini kendi çıkarları için kötüye kullanan ve böylece İslam’ı yanlış bir şekilde aşırılık dini olarak gösteren, günümüzün sözde Müslüman âlimleri için de geçerlidir.
Onlara Allah’ın gazabını hatırlatarak, Mirza Masrur Ahmed Hazretleri şöyle buyurdu:
“Bir gün Yüce Allah onları bizzat yakalayacaktır. Allah, onlara ne kadar mühlet verirse, cezası da o kadar şiddetli olacaktır. Bu insanlar ilahlık taslıyorlar, ancak belirttiğim gibi biz Yüce Allah’ın nezdinde daha fazla alçakgönüllü olmalıyız ve takva standartlarımızı yükseltmek için de çaba göstermeliyiz.”
Zorluklarla karşı karşıya olan Müslüman Ahmedilere hitaben Mirza Masrur Ahmed Hazretleri, şunları buyurdu:
“Bu sözde din adamları, rezil eylemleriyle çalışmalarımızı asla engelleyemezler. Daima hatırınızda tutun ki, yaşamlarımızın bir gayesi vardır ve her Müslüman Ahmedi bu gayeyi elde etmek üzere çaba göstermelidir. Bu engeller ve esen karşıt rüzgârlar, bizi daha yükseklere çıkarmak, Yüce Allah’ın önünde daha fazla eğilmemizi sağlamak içindir.”
Mirza Masrur Ahmed Hazretleri ayrıca şöyle buyurdu:
“Daima hatırlayınız ki, Müslüman Ahmediye Cemaati’nin 135 yıllık tarihinde bu itirazlar Cemaati ileriye götürmüştür ve inşallah adımlarımız ilerlemeye devam edecektir. Hayatlarımız, malımız, zamanımız ve şerefimizden yaptığımız fedakârlıklar daima meyvelerini vermiştir ve inşallah vermeye de devam edecektir. Gelecek nesillerinize de bu ruhu aşılayın. Onlar, hiçbir muhalefetten korkmasınlar, sadece Yüce Allah’ın önünde boyun eğilsinler.”
Huzur buyurdu ki, Müslüman Ahmediler ancak Yüce Allah’ın rızasını elde etmek için çabaladıklarında, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) sancağını yükseklere çekenler olacaklardır.
Mirza Masrur Ahmed Hazretleri şöyle buyurdu:
“Bu din adamları, keza Hz. Muhammed’in (sav) adını kötüye kullananlar, eylemleriyle bilfiil dünyayı İslam’dan uzaklaştırmak için bir neden haline gelmekteler. Aslında dünyayı Peygamber Efendimizin (sav) sancağı altına getirenler bizleriz. Yüce Allah, bizlerin fedakârlık ve takva gerçeğini anlayarak amacımıza ulaşmamızı nasip etsin.”-
Konuşmasını bitirirken Mirza Masrur Ahmed Hazretleri, şöyle duada bulundu:
“Yüce Allah, Müslüman Ahmedilerin ıstıraplarını en kısa zamanda mutluluğa dönüştürsün. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, eğer Müslüman Ahmediler zorluk ve fedakârlık evrelerinden geçiyorlarsa, kendileri için kolaylıklar çabucak gelsin. Daima bir şeyi aklınızda bulundurun ki, bu, her koşulda Yüce Allah’ın önünde eğilmeye devam etmeniz, keza ibadetinizin standartlarını yükseltmek üzere gayret göstermenizdir.”
Hutbenin sona ermesinin ardından Huzur, herkese ‘Bayramınız Mübarek olsun’ dileklerini iletti ve sessiz dua ile sözlerini tamamladı.
SON
Further Information: [email protected]