Hadisteki “nüzul” kelimesini gören hemen herkesin yanıldığı, bir gerçektir. Onlar, bu ifadeden birinci Mesih’in gökten nazil olup tekrar dünyaya geleceğini anlamışlardır. Hâlbuki bu kelimenin anlamı sıradan insanların anladığı gibi, gökten inmek değildir. Aslında bu kelime, faydalı bir şeyin yaratılışı için ya da bereketli ve İlâhi bir celâli gösteren değişikliği beyan etmek üzere kullanılır. Nitekim Allahcc Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
ثُمَّ اَنْزَلَ اللّٰهُ سَكٖينَتَهُ عَلٰى رَسُولِهٖ
“Sonra Allah, Peygamberi üzerine sükûnetini indirdi…[1]”
ثُمَّ اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِ الْغَمِّ اَمَنَةً نُعَاسًا
“Bu üzüntüden sonra (Yüce Allah,) huzur vermek için size uyku indirdi. O (da) aranızdan bir kısmını sarmıştı…[2]”
وَاَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ الْاَنْعَامِ ثَمَانِيَةَ اَزْوَاجٍ
“…Sizin için hayvanlardan sekiz çift nazil etti…[3]”
قَدْ اَنْزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارٖى سَوْاٰتِكُمْ وَرٖيشًا وَلِبَاسُ التَّقْوٰى ذٰلِكَ خَيْرٌ ذٰلِكَ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
“…Sizin zaaflarınızı örten ve bir süs vesilesi olan elbise meydana getirdik. Takva elbisesi ise, en hayırlısıdır. Öğüt alsınlar diye, bu (giyim emri) Allah’ın ayetlerindendir.[4]”
وَاَنْزَلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوٰى
“…Size “Mann” ve “Selva” indirdik…[5]”
وَاَنْزَلْنَا الْحَدٖيدَ فٖيهِ بَاْسٌ شَدٖيدٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَلِيَعْلَمَ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُ وَرُسُلَهُ بِالْغَيْبِ اِنَّ اللّٰهَ قَوِىٌّ عَزٖيزٌ
“…İçinde ağır savaş (araç ve gereçleri için malzeme) ve insanlar için (daha pek çok) faydalar bulunan, demiri (de) indirdik. Bu, Allah’ın, Kendisine ve peygamberlerine gıyaben (de olsa,) kimin yardım ettiğini bilmesi içindir Şüphesiz Allah, çok güçlüdür (ve her şeyden) üstündür.[6]”
وَلَوْ بَسَطَ اللّٰهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِهٖ لَبَغَوْا فِى الْاَرْضِ وَلٰـكِنْ يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَا يَشَاءُ اِنَّهُ بِعِبَادِهٖ خَبٖيرٌ بَصٖيرٌ
“Eğer Allah kullarının rızkını genişletseydi, onlar yeryüzünde mutlaka taşkınlıkta bulunurlardı. Hâlbuki O, dilediğini belli bir ölçüye göre indirir. Şüphesiz O, kullarının (durumlarından) haberdardır (ve) onları çok iyi görendir.[7]”
Herkesin bildiği gibi, huzur ve sükun insan zihninin bir vasfıdır ve uyku insan dimağının bir fonksiyonudur. Hayvanlar, elbiseler, (Selva) bıldırcınlar, demir ve sair şeyler toprağın üstünde yetişir ya da toprak altından çıkar. Onlar gökten inmez veya düşmez. Bunun dışında Kuran-ı Kerim de onların gökten indiğini söylemez. Kuran’ın söylediği açıktır ve şöyledir:
وَجَعَلَ فٖيهَا رَوَاسِىَ مِنْ فَوْقِهَا وَبَارَكَ فٖيهَا وَقَدَّرَ فٖيهَا اَقْوَاتَهَا فٖى اَرْبَعَةِ اَيَّامٍ سَوَاءً لِلسَّائِلٖينَ
“O, yeryüzünün yüksek (bölgelerinde) dağları meydana getirdi ve onlarda bereket yarattı. Orada her türlü yiyecek ve içecekleri belli bir ölçüye göre temin etti. (Bunların hepsini) dört dönemde yaptı…[8]”
Bu ayet tabiatın yaratılış meseleleri ile ince ilmî konuları içermektedir. Bunların bir kısmı zamanımızda gerçekleşmiş olup, diğerleri ise gelecekte zuhur edecektir. Daima yeni meseleler, sorular ortaya çıkacak ve bunlara cevap verilecektir. Ancak Allahcc bu konuları öyle kelimeler ile anlatmıştır ki, her devirde insan kendi ilmine ve devrin ilerlemesine göre bu ifadelerde kendisi için doğru olan ve tatmin edici bir cevabı daima bulabilecektir.
Özetle Kuran-ı Kerim’de “nüzul” kelimesi ile birlikte zikredilen nesnelerin, aslında gökten inmeyip Allahcc tarafından yeryüzünde yaratıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, “nüzul” kelimesi Mesih’in gelişi hakkında kullanıldığında da, başka bir manaya delalet edemez. Bu sadece Vadedilen Mesih’in önemine ve azametine işaret etmektedir. Yoksa o kesinlikle cismani olarak gökten inmeyecektir.
“Nüzûl” kelimesi Kuran-ı Kerim’de Peygamber Efendimizsav için de kullanılmıştır. Bütün müfessirler, bu kelimenin Peygamber Efendimizinsav şerefini ortaya koyduğunu söylerler, çünkü bilindiği üzere, Peygamber Efendimizsav Kureyş’in şerefli bir ailesi içinde dünyaya gelmişti. Babasının ismi Abdullah ve annesininki Amine idi. Onun gelişini “nüzul” olarak tasvir eden ayet şöyledir:
قَدْ اَنْزَلَ اللّٰهُ اِلَيْكُمْ ذِكْرًا رَسُولًا يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ مُبَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ
“…Ey iman etmiş akıl sahipleri! O halde Allah’ın takvasını benimseyin. Allah, sizler için şeref (vesilesi olan) Peygamber’i indirdi. O, size Allah’ın ışık tutan ayetlerini okumaktadır. Bunun sonucu imanlarına göre (yerli yerinde) iyi işler yapan müminleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmaktadır… [9]”
Şimdi, aynı kelime hem Peygamber Efendimizsav hem de Mesih hakkında kullanılmış olduğu halde, Mesih ile ilgili anlamının değiştirilmiş olması hayret vericidir. Peygamber Efendimizsav yeryüzündeki bütün diğer insanlar gibi doğdu, olgunluk çağına erişip peygamber oldu ve Kuran-ı Kerim bu hadiseyi anlatmak için, Peygamber Efendimizsav hakkında “nüzul” kelimesini kullandı. Ancak bu kelime Mesih için kullanılınca, neden aynı manaya gelmesin? Neden Vadedilen Mesih de Peygamber Efendimizsav gibi “nüzul” etmesin, yani yeryüzünde doğup, olgunluk çağına erişip, zuhur etmesin?
[1] Tevbe Suresi, ayet 26
[2] Al-i İmran Suresi, ayet 155
[3] Zümer Suresi, ayet 7
[4] Araf Suresi, ayet 27
[5] Bakara Suresi, ayet 58
[6] Hadid Suresi, ayet 26
[7] Şûra Suresi, ayet 28
[8] Fussilet Suresi, ayet 11
[9] Talak Suresi, ayet 11-12