Kur’an eski kitapları iptal ettiği için ondan daha iyisini getirmek zorundaydı; ayrıca unutulanların da benzerini getirmek durumundaydı. Bu açıdan bakınca Kur’ân’ın bu iddiasının diğer semavi kitaplardan da desteklendiğini gördüm. Örneğin Tevrat şöyle der;
Onlar için; onların kardeşlerinden, senin gibi bir peygamber göndereceğim; Kendi kelamımı onun ağzıyla anlatacağım. O da ne dersem hepsini aynen onlara diyecektir.[1]
Bu ayet gelecekte Hazreti Musa’nın bazı özelliklerini taşıyan bir peygamberin gönderileceğini anlatıyor. Hazreti Musa (a.s.) ise şeriat sahibi bir peygamber idi; yeni bir şeriat getirmişti. Dolayısıyla ona benzeyen bir peygamberin de şeriat sahibi olması gerekirdi. Ayrıca Hazreti Musa’dan (a.s.) sonra geleceği için onun şeriatından üstün bir şeriat getirmek durumundaydı çünkü öbür türlü gelişi anlamsızlaşırdı. Aynı şeyi getiren eskisini iptal etmez. Oysaki yeni şeriat getiren her zaman eskisini iptal eder.
Sözün özü Kur’ân’ın fazileti Tevrat’ın bu ayetinden de bellidir çünkü dediğimiz gibi iptal eden iptal edilenden üstün olmak zorundadır.
Kur’ân’ın Tevrat’taki gaybı haberi üstlenmesi
Birisi “Acaba Kur’an Tevrat’ın vaat ettiği kitap olduğunu kendisi de iddia ediyor mu?” diyebilir. Kur’an bu soruyu da cevaplamıştır ve şöyle buyurur;
Ey insanlar Biz size şahitlik yapsın diye bir resul gönderdik. Bu resul tıpkı Firavun’a gönderilen Hazreti Musa gibi bir resuldür. [2]
Bu ayet apaçık şekilde Tevrat’taki “senin gibi” haberini üstleniyor. Şunu da unutmamak lazım ki Tevrat’ın bu gaybî haberi Hazreti İsa’ya (a.s.) işaret ediyor olamaz. Zaten kendisi de bunu ret etmiştir; şöyle demiştir;
Söylenecek başka birçok şey vardır ama daha hazır değilsiniz; dayanamazsınız. Ama o doğruluk ruhu geldiğinde size tam doğru yolunu gösterecektir. Sebebi de şudur ki kendi tarafından bir şey demeyecektir; ona ne denirse aynen aktaracaktır.[3]
Sözün özü İncil de Tevrat’taki gaybî haberin kastettiğinin Hazreti İsa (a.s.) olmadığını gösteriyor; başka birisine işaret ettiğini anlatıyor. Sonra Hazreti İsa (a.s.) sadece Beni-İsrail’e yollanmıştı ama Hazreti Musa’nın vaat ettiği peygamber tüm dünya için olacaktı. Kur’an bunu açık şekilde iddia ediyor ve şöyle diyor. [4]
Ey insanlar; bugün dini mükemmelleştirdim. O din ki Hazreti Âdem (a.s.) zamanından beri hep eksik kalmıştı, bugün Kur’an vasıtasıyla mükemmelleştirilmiştir. Böylece size olan ihsanım da mükemmelleşmiş oldu. İnsan çeşitli yollardan geçirilip Allah’a (c.c.) tam manasıyla ibadet edecek seviyeye getirildi ve bu tam teslimiyet seviyesinin en uygun adı Allah nezdinde İslam’dır.
Böyle bir iddiası olan bir kitap kendisinden sonra yeni kitapları vaat edemez. Ancak bunun içinde kalarak yeni ilimlere yönlendirebilir. Kur’ân’ın bu iddiasını anlattıktan sonra şimdi yukarıda beyan ettiğim üstünlük sebeplerinin Kur’ân’da gerçekten var olduğunu ispatlayacağım. Üstünlüğe sebep olan tüm bakış açılarından diğer semavi kitaplardan âlâ olduğunu göstereceğim.
Hz. Mirza Beşiruddin Mahmud Ahmed
Fazail-ul Kur’an Adlı kitabından
——————————————————————————–
[1] İstisna bölüm 18 ayet 18
[2] Müzzemmil 16
[3] Yuhanna bölüm 16 ayet 12
[4] Maide 4