İlk Müminler

Varaka’nın Tesniye kitabındaki (18:18) kehaneti kastettiği belli idi. Hz. Peygamber (S.A.V.) ’in azatlısı Zeyd (R.A.) o zaman otuz ve yeğeni Ali (R.A.) onbir yaşında idiler. Her ikisi de haberi duyunca ona iman ettiklerini ilân eylediler. Hz. Peygamber (S.A.V.) ’in çocukluk arkadaşı Ebu Bekir o sırada Mekke’de bulunmuyordu. Kasabaya geri döndüğü zaman Hz. Peygamber (S.A.V.) ’in başından geçen bu yeni tecrübeyi işitti. Dostunun aklını kaçırdığını, ve meleklerin kendisine Allah’tan tebliğ getirdiğini söylemeye  başladığını, ona anlattılar; Ebu Bekir’in Hz. Peygamber (S.A.V.) ’e olan güveni tamdı. Hz. Peygamber (S.A.V.) ’in doğru söylediğinden bir an bile şüphe etmedi –onun aklı başında ve samimî olduğunu biliyordu. Hz. Peygamber (S.A.V.) ’in evine gitti ve kapıyı çaldı. İçeri alındığında, başından ne geçtiğini Hz. Peygamber (S.A.V.) ’e sordu. Hz. Peygamber (S.A.V.) , Ebu Bekir’in yanlış anlaması ihtimalinden çekinerek, olanları detaylı olarak anlatmaya başladı. Hz. Ebubekir (R.A.) onun sözünü kesti ve sadece kendisine Allah’tan tebliğ aldı mı almadı mı meselesini öğrenmek istediğini söyledi. Hz. Peygamber (S.A.V.) tekrar detaylara girişmek isteyince, Hz. Peygamber (S.A.V.) detaylar istemediğini ve sadece Allah’tan bir tebliğ aldı mı almadı mı sorusuna bir cevap istediğini kesinlikle açıkladı. Hz. Peygamber (S.A.V.)’in Allah’tan tebliğ aldığını söylemesi üzerine, Hz. Ebubekir (R.A.) derhal iman etti. iman getirdikten sonra; delil ve tafsilât isteseydim, imanın değeri eksilirdi, dedi. Hz. Peygamber (S.A.V.)’i uzun müddet yakından tanımıştı. Ondan şüphe edemezdi, ve onun gerçek olduğuna kanaat getirmek için delil ve tafsilâta ihtiyacı yoktu. İslâmiyet’in ilk müminleri işte bu küçük gruptu; olgun bir kadın, onbir yaşında bir çocuk; yabancılar arasında bir azaldı köle, genç bir dost ve Hz. Peygamber (S.A.V.)’in kendisi. Allah’ın ışığını bütün dünyaya saçmak için sessizce ant içen bu küçük gruptu. Mekke halkı ve reisleri bunu işittikleri vakit gülüştüler ve bu insanların çıldırdığına hükmettiler. Korkmak ve endişeye düşmek için bir sebep görmediler. Lâkin, zaman geçtikçe, hakikat gün gibi doğmaya başladı ve Hz. Peygamber (S.A.V.) Işaya’nın asırlarca evvel dediği gibi (28:13) emir üzerine emir, emir üzerine emir; kanun üzerine kanun, kanun üzerine kanun; biraz burada biraz burada, Hz. Peygamber (S.A.V.)’e nâzil olmaya başladı.

Önceki

Müminlere eza ve cefa ediliyor

Sonraki

Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ilk vahiy geliyor