Müslümanlara yapılan zulüm ve işkenceler şiddetleniyor

Zulüm ve işkenceler gittikçe daha ciddî ve daha tahammül edilmez bir hale gelmişti. Birçok Müslümanlar Mekke’den esasen ayrılmışlardı. Geride kalanlar eskisinden daha çok sıkıntı çekiyorlardı. Fakat, Müslümanlar seçtikleri yoldan zerre kadar sapmamışlardı. Kalpleri eskisi kadar metin, imanları eskisi kadar kuvvetli idi. Bir olan Allah’a karşı bağlılıkları artıyor, Mekke’deki kavmî putlara karşı nefretleri şiddetleniyordu. Mücadele her zamankinden daha ziyade ciddileşmeye başladı. Mekkeliler yeni bir toplantı yaptılar ve Müslümanlara karşı genel boykot uygulamaya karar verdiler. Mekkeliler Müslümanlarla genel alışverişi keseceklerdi. Müslümanlardan hiçbir şey satın almayacakları gibi, onlara hiçbir şey de satmayacaklardı. Hz. Peygamber (S.A.V.) ve ailesi ve Müslümanlığı kabul etmedikleri halde Hz. Peygamber (S.A.V.)’ı hâlâ desteklemekten vazgeçmeyen bazı akrabası, Ebu Talib’e ait olan tenha bir yere sığınmak zorunda bırakıldı. Paraları, imkânları ve geçim malzemesi ve yiyecekleri bulunmayan Hz. Peygamber (S.A.V.)’ın ailesi ve akrabası bu ablukadan son derece güçlük çektiler. Üç sene müddetle ablukada hiçbir gevşeme olmadı. En sonunda düşman safları arasında bulunan nezih ve temiz kalpli beş adam bu hâle karşı isyan etti. bunlar, abluka altında bulunan aileye gittiler, boykotu kaldıracaklarını söylediler ve sığındıkları yerden dışarı çıkmalarını onlardan istediler. Ebu Talib sığınaktan dışarı çıktı ve Mekkelileri azarladı. Beş kişinin isyanı bütün Mekke’de duyuldu; iyi niyet tekrar hâkim oldu ve Mekkeliler vahşiyane boykotu iptal etmeye karar verdi. Boykot bitmişti amma boykotun sonuçları henüz bitmemişti. Bir iki gün içinde Hz. Peygamber (S.A.V.)’ın sadık zevcesi Hz. Hatice (R.A.) ve bir ay sonra da amcası Ebu Talib ölüvermişlerdi.

Hz. Peygamber (S.A.V.) artık Hatice’nin beraberliğinden ve desteğinden, ve Müslümanlar Ebu Talib’in yardımından mahrum idiler. Onların ölümü, tabiatı ile, Müslümanlara karşı umumî sempatinin kısmen azalmasına da yol açtı. Hz. Peygamber (S.A.V.)’ın diğer amcası Ebu Leheb, evvela, Hz. Peygamber (S.A.V.)’a taraftar olacak gibi göründü. Kardeşi Ebu Talib’in ölümü üzerine geçirdiği şiddetli sarsıntı ve onun son arzusuna karşı beslediği saygı, Ebu Leheb’in hafızasından henüz silinmemişti. Fakat Mekkeliler onu çok geçmeden Hz. Peygamber (S.A.V.)’ın aleyhine çevirmeye muvaffak oldular. Bu maksatla mutat taktiklerini kullanmışlardı. Hz. Peygamber (S.A.V.) Allah’ın birliğine inanmamanın ahirette cezalandırılacak bir suç ve günah teşkil ettiğini öğretmişti, onun öğrettikleri babalarından kendilerine kalan bütün itikat ve inançlarla taban tabana zıddı. Ebu Leheb, Hz. Peygamber (S.A.V.)’a eskisinden daha fazla muhalefet etmeye karar verdi. Müslümanlarla Mekkeliler arasındaki münasebetler gerginleşti. Üç senelik boykot ve abluka onların arasındaki uçurumu genişletmişti. Halkla temas etmek ve onlara telkinde bulunmak imkânsızlaşmış görünüyordu. Hz. Peygamber (S.A.V.) yapılan zulme ve kötü muameleye aldırmıyordu; halkla görüşmek ve halka hitap etmek fırsatını ele geçirdiği müddetçe zulümler ve kötü muameleler onun yanında hiç derecesinde idi. Fakat, görünüşe nazaran, artık Mekke’de böyle bir fırsat yoktu. Genel düşmanlık ve muhalefet bir yana, Hz. Peygamber (S.A.V.) için sokaklarda ve umumî yerlerde görünmeye bile imkân kalmamıştı. Sokaklarda ve umumî yerlerde üstüne başına toprak atıyorlar ve kendisini eve dönmeye zorluyorlardı. Bir gün üstü başı toz toprak içinde eve gelmiş ve kızı ağlayarak onu temizlemişti. Hz. Peygamber (S.A.V.) kızına ağlamamasını, çünkü Allah’ın kendileriyle beraber olduğunu söylemişti. Kötü muamele Hz. Peygamber (S.A.V.)’ı endişelendirmezdi. Hatta, kötü muameleyi, tebliğine karşı gösterilen alâkanın bir delili sayar ve memnuniyetle karşılardı. Meselâ, bir gün, Mekkeliler alay olsun diye aralarında anlaşarak, Hz. Peygamber (S.A.V.)’a ne ağır bir söz söylemişler ne de kötü bir muamele yapmışlardı. Hz. Peygamber (S.A.V.) hayal kırıklığına uğramış bir halde evine çekildi ve Allah’ın kalbine emniyet veren sesi onu tekrar halkın yanına gönderinceye kadar evden çıkmadı.

Önceki

Kabenin putlardan temizlenmesi

Sonraki

Ömer İslamiyet’i kabul ediyor