İmani Konular - Müslüman Ahmediye Cemaati

İmani Konular

100 Sene Önce… – II. Halife Hazretleri’nin yeni bir mühtediye tavsiyesi

El Fazıl, 27 Haziran 1921El Fazıl (Gazetesi’nin) Sayın Editörü; Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu! Geçenlerde saygın bir devlet memuru, (Vadedilen) Mesih’in II. Halife Hazretleri’nera bir biat mektubu kaleme almış ve Huzurra da kendisine bizzat kendi kalemi ile cevap vermiştir.Onu yayınlanması için gönderiyorum. İnşallah bu, pek çok güzel kalpli ve akıllı insanın imanının artması için

İnsan meleğe nasıl benzeyebilir?

Meleklere benzemek için ilk yöntem şudur ki insan peygamberlerin mesajını dünyada yaymaya çalışsın. Allah meleklere şöyle emreder;[1]Yani Ey melekler Ben insanı yarattığımda ona tam tamına itaat edin.Bu gösteriyor ki peygamberin misyonunda ona yardım etmek meleklerin bir işidir. Bu durumda peygamberin yanında olup tebliğ yapan, meleklerin işini yapmış olacaktır ve bu ikisinin arasında bir bağı doğuracaktır;

Melekleri Nasıl Cezbedebiliriz?

Şimdi son kısmına gelelim. İnsan meleğin tahriklerini nasıl artırabilir? Bu soruyu değerlendirmek için doğanın kanununda herhangi bir şeyi artırmanın yöntemini araştırmamız faydalı olacaktır. Basit bir değerlendirme bile gösterecektir ki bunun yöntemi; o şeyi iyi bir şekilde kullanmaktır. Örneğin ilk başta çok küçük miktarlarda arsenik zehrini alıştıra alıştıra yiyen eninde sonunda büyük miktarlarda da yiyebilecek hale

Şeytanın tahriklerinden korunma yöntemleri

Şimdi de şeytanın tahriklerinden korunmanın yöntemlerini anlatacağım. Ne zamanki şeytan büyük bir iyiliği feda ettirerek küçük bir iyiliğe çağırırsa insan durumunu değerlendirmelidir. En güçlü savaşma yöntemi şudur ki; önerdiği küçük iyiliği yaparken alıkoymak istediği büyük iyiliği de göz ardı etmemelidir. Örneğin zikretmekle ilgili bir önerisi varsa bir taraftan zikrederken farz ibadetlerini de yerine getirmelidir. Böyle

Şeytan seni nasıl kandırır?

Şimdi şeytanın nasıl yoldan saptırmaya çalıştığını inceleyelim. Hatırlamaya değerdir ki iyiliği fazla olan ve meleklerle güçlü bir bağı olan birisine şeytan da sözde iyilik önererek yoldan saptırmaya çalışır. Ama yavaş yavaş kötülüklere doğru kayınca ve elini şeytanın eline verince artık doğrudan kötülükler önererek saptırır. Bunun detaylarını birazdan anlatacağım ama şimdilik bunu biliniz ki şeytanın tahriki

Melekler insanı nasıl etkiler?

Şimdi meleğin insanın kalbini ve zihnini nasıl etkilediğini anlatacağım. Kendi tecrübelerim ve Allah’a yakın olan insanların aktardığı kadarıyla birisi hayırlı bir işe kalkıştığında melek o işin sevgisini onun kalbinde artırır. Sonra bir insan “ben bu iyiliği muhakkak yapacağım” diye kendi kendine karar verirse o iyiliği yapma zamanı gelince melek “şimdi tam sırası; yap hadi” der.

Melek mi güçlü, yoksa şeytan mı?

Şimdi meleğin yol göstermesinin mi yoksa şeytanın yoldan saptırmasının mı daha kuvvetli olduğu genel sorusunu ele alalım. İnsan için hangi yol daha açıktır. Meleğin gösterdiği yol mu yoksa şeytanın önerdiği mi? Bu aynı zamanda Allah’ın kulları için hidayet veren unsurları mı daha fazla yarattığı yoksa yoldan saptıran unsurları mı daha fazla yarattığı sorusunu da gündeme

Kalbe doğan düşünce melekten mi şeytandan mı?

Fussilet ﴾36﴿ Eğer şeytandan sana bir fitleme gelirse hemen Allah’a sığın! Allah işitendir, bilendir. Lemmeyi Melekiye ve Şeytani‘nin Kıyaslanması Şimdi de kalbinizde oluşan düşüncelerde meleğin mi yoksa şeytanın mı etkisinin fazla olduğunu ölçmek için basit ve üç aşağı beş yukarı doğru sonuç veren bir yöntemi anlatayım. Asıl düşünce membasının ister iyi olsun, ister kötü sizin içinizde

Dostunuz Melekler mi, Şeytan mı?

Düşüncenin ilk oluşumu ister iyi olsun ister kötü, melek veya şeytan’ın neticesinde olmuyor. Peygamber Efendimizin (sav) dediğine göre her insan fıtrat üzerinde yaratılmıştır. Bu iyilik üzerinde yaratıldığına bir işarettir.[1] Sonra bulunduğu durum ve edindiği çevre onun düşüncelerini etkiler ve çeşitli düşünceleri doğurur. Daha sonra bunların arasındaki iyi düşünceleri geliştirmek için melekler ona yaklaşır; kötü düşüncelerini

Şeytan nedir?

Şeriat insanın içinden doğan kötü düşünceleri de “şeytani” diye adlandırmıştır. Bundan kastettiğim “şeytan diye bir varlık yoktur” değildir, çünkü iyiliklerin de ilk olarak insanın kalbinde oluştuğuna inanıyorum ve buna rağmen melekler ve onların etkilerine de inanan birisiyim. Demek istediğim şudur ki şeraitin insanın içinde oluşan kötü düşüncelere “şeytani” demesinin arkasında yatan mantık şudur ki kötü

Meleklerin insanlara tavsiyeleri: Lemme

Melek-insan ilişkisinin en sınırlı kapsamını temsil eden Lemmeyi Melekiye gelişir ve gelişe gelişe tek Lemme’den iki Lemme oluverirler. Unutmuş veya anlamamış olan varsa yine anlatayım ki Lemme meleğin insana yaptığı öneri ve tavsiye için kullanılan bir kelimedir. Gelişmesi de bu önerilerin sayısındaki artışı anlamındadır. Birden iki, ikiden üç, üçten dört hatta birçok Lemmeye dönüşürler. Bir

Allah’ın desteğini görmek mi istiyorsunuz: Tebliğ edin!

Tebliğ, Allah tarafından O’nun en sevgili kullarına, yani peygamberlere yüklenmiş mukaddes bir farzdır. Allah’ın bu sünneti bir yandan tebliğ farzının önemini ve azametini ispat ederken diğer taraftan peygamberlerin bu yüce sorumluluğun gerçek bayraktarı ve bu emanetin güvenilir bekçileri olduklarının da ispatıdır. Onların mukaddes hayatlarının her anı bu farzı yerine getirerek ve bu yolda fedakarlıklarla geçer.

Mümin ve Müslim arasındaki fark

“Mümin” ve “Müslim” kelimeler görevlerinize işaret etmektedir ama siz bir türlü düşünmüyorsunuz. “Müslim” itaatkâr demektir. Öyle itaatkâr ki kendisini Allah’a havale etmiş olsun. “Mümin” ise Allah’a tam manasıyla inanan birisidir. Kendisi huzur içinde olup dünyaya huzur dağıtan birisidir. Kendinizi bir değerlendirin; durumunuz böyle midir? Bu sıfatları içinizde hissediyor musunuz?  Küçücük konular dahi sizi sarsmaktadır; ibtilaya sokmaktadır.

Allah’ı bulmanın da kuralları vardır

Birçok insan kendi kurallarına göre Allah’ı (c.c.) bulmak isterler. Kendileri kural koyarlar ve doğal olanını, Allah’ın kendisi tarafından belirtilmiş olanını terk ederler. Allah (c.c.) böyle bulunur mu hiç! İstediğiniz kadar tavanlardan asılın; tüm mallarınızı fakir fukaraya dağıtın; korku gösterin, eziyet veren ibadetler yapın; Allah’ın gösterdiği şekilde olmadıkça sadakalarınız ve ibadetleriniz hiç fayda vermeyecektir. Zekât verin;

Kavl-i Sedid (Eğri Olmayan Söz)

Allahcc Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “Ey inananlar! Allah’tan sakının ve kavl-i sedid (hem doğru hem de dolambaçlı olmayan bir söz) söyleyin. (Böyle yaparsanız) O, sizin için amellerinizi düzeltir, günahlarınızı bağışlar. Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, şüphesiz o büyük başarıya ulaşır.[1]” Bugün dünya barış arayışındadır. Ama ne yazık ki, amacına diplomasi yollarıyla ulaşmaya çalışmaktadır.  Sözlük bakımından

İstiğfar

Vâdedilen Mesih Hazretleri, “(Kur’ân-ı Kerîm’de) “Rabbinizden mağfiret dileyerek O’na tövbe edin”[1] diye emir vardır. Bu ümmete iki şeyin ihsan edildiğini iyi biliniz. Biri, gücü elde etmek için, diğeri ise, elde edilen gücü fiilen ortaya koymak için. Gücü elde etmek için istiğfar vardır. Başka bir ifadeyle, buna yardım ve medet dilemek de derler. Sufiler, nasıl ki,

Ahmedilerin itaate verdikleri önem

İnsan, Allah’ın (c.c.) yarattıkları arasında çok özel bir yere sahiptir. Yalnız insana kendi iradesi ile seçim yapma yeteneği bahşedilmiştir. Bu Allah’ın (c.c.) insana ihsan ettiği şuur sonucudur. Bu şuur doğru ve yanlış arasında tercihte bulunabilmeyi, doğru olarak kabul edilenin takipçisi olmayı ya da yanlış olarak görüleni reddetmeyi mümkün kılan özelliktir. Allah (c.c.) tarafından ilk yaratılışından

Kaza ve Kadere İman

Daha önceki haftalarda İslamın üstün özelliklere haiz olduğundan biraz bahsetmiş ve sormuştuk; Böylesine mükemmel bir inanç sistemine sahip olduğumuz halde neden böyle bozuk ve geri kaldık demiştik. Ve geçen hafta her Müslümanın doğru sözlü, dürüst ve her bakımdan güvenilir olması gerektiğini ayetlerle ve hadislerle izah etmeye çalışmıştık İslam’ın dürüst olunuz emrinden uzaklaşan Müslümanların ne kadar itibar

Deccal Hakkında

Deccal ile ilgili bulunan kehanet hususunda çok defa itirazlar ileri sürülmektedir. Dediklerine göre Deccalın Vâdedilen Mesih’ten önce ortaya çıkması gerektiği beyan edilmektedir. Deccal ortaya çıkmadığına göre, Vâdedilen Mesih’in zamanı da henüz gelmemiştir. Deccal ile ilgili kehanetin, bütün diğer kehanetler gibi, tefsire tabi olduğunu hatırda tutmak gerekir. Kuran-ı Kerim’de şu ayetleri okuyoruz. “Güneşi ve ayı ve

Sadıkların Sohbetinde Bulunmak

Sadıkların sohbetine sıkı sıkı sarılın. Ebu Hureyre peygamberimizin son zamanlarında Müslüman oldu. Geç Müslüman olmasına o kadar üzüldü ki, peygamberimizin sohbetini hiç kaçırmamak için hayatının kalanında O’nun mescidinden ayrılmadı. Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de; “Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve doğru (sadık)larla birlikte olun”. (Tevbe 119) “(Allah) bu kitapta size şöyle bir emir indirdi: Allah’ın ayetlerinin

Günümüzün sufilerinin zikri

Günümüzün sufilerini azarlamanın bir başka sebebi de tekkelerde babadan oğula geçen şeyhlik ortamında zikri bozup İslamiyet’in sunduğu zikirden eser bile bırakmadan bambaşka bir şey haline getirmiş olmalarıdır. Bugün zikir nedir? Yoğunlaşıp öyle korkunç sesler çıkartmak ki tüm mahallenin uykusu haram olsun ve etraftaki herkesin ibadetleri bozulsun! Buna (teknik olarak) kalbe darbe vurmak derler. Yani onlara

Günümüzde Zikre İlgisizliğin Nedenleri

Zikir nedir Kelime anlamı itibarıyla “zikir” anmak veya hatırlamak demektir. Bu açıdan İlahi zikrin anlamı Allah’ı (c.c.) anmak ve hatırlamak olacaktır ve dolayısıyla Allah’ı (c.c.) anmanın yöntemlerine zikir denir. Yani Allah’ın (c.c.) sıfatlarını zihnimizde hazır bulundurmak, dilimizde virt etmek, kalbimizin derinliklerinden ikrar etmek ve bu sıfatların işleyişini fark edip müşahede etmek zikirdir. Zikrin önemi Önemine

Zikir, Dua, Namaz

Konunun önemi: Dün de anlattığım gibi bugünkü konuşmam, son derece önemli olduğuna inandığım bir konu hakkındadır ve bu düşüncem sadece fikir yürütme veya derin düşünmenin neticesinde oluşmamıştır; Kur’an-ı Kerim’in ayetleri de aynı şeyi söylemektedirler. Bazıları “Bu çok önemli bir konu değildir; biz zaten biliyorduk” diyebilirler ve insanların gerçek iç durumunu sadece Allah (c.c.) bilir ama

Bizim tebliğimiz Allah’ın emrini yerine getirmek içindir

Yani herkes kendince bazı şeyleri önemli veya önemsiz sanabiliyor. Bu sebeple bu konu başka açıdan değerlendirilirse daha iyi olacaktır; belki aramızda anlaşma sağlanacaktır. Ahmedi öğretisinin tebliğine “çok sıradan” diyelim. Hatta “İnkılâp” gazetesinin sandığından binlerce kat daha da sıradan olsun. Ama bunu yine de büyük kılan başka bir şey vardır. O da şudur ki bizim iddiamız;

Tebliğ konusunda cemaatin durumu

Cemaatimizin tarihinden haberdar olan herkes asıl misyonumuzun dinin tebliğ edilmesi ve uygulanır hale getirilmesi olduğunu bilir. Uygulamayla alakalı bazı dolaylı konulara da zaman zaman gireriz; girmek zorunda kalırız. Ama bu ilgimiz bir işin ortasında mecburen hacet gidermek için asıl işi bırakmaya benzer. Hacet gidermek bir eğlence değildir; mecburi bir durumdur ve Allah’ın kanunu mecbur edince

Tebliğ Edeceklere Altın Tavsiyeler-1

Tebliğ yöntemleri hakkında sürekli düşünmek Diğer işlerimizin yanı sıra bütün dünyaya, her mezhebe, her millete ve fırkasına hidayeti yayma görevimiz de olduğu için tebliğ yapmanın yöntemlerini ve gereksinimlerini sürekli düşünmek zorundayız. Özellikle hangi yöntemlerin daha iyi netice vereceğini ve hangi yollara başvurmanın daha faydalı olacağını; daha üstün sonuçlar doğuracağına özellikle kafa yormak durumundayız. Yaklaşık otuz

Tebliğ Edeceklere Altın Tavsiyeler-2

Bir mübelliğinin yardımcıları Denilebilir ki eğer bir mübelliğin işi gerçekten bu kadar zorsa bunda nasıl başarılı olabilir. Unutmayın ki bu işi size veren Allah (c.c.) sizi yardımcısız bırakmamıştır. Eğer yardımcıları olmasaydı mübelliğ bu çok büyük işleri kesinlikle yapamazdı. Ama Allah (c.c.) ona iki yardımcı bahşetmiştir ve bu yardımcıların yardımıyla işinde başarılı olmasını mümkün hale gelmiştir.

Tebliğ Edeceklere Altın Tavsiyeler-3

İlk talimat: Kişisel çıkar olmamalı Her şeyden önce şunu söyleyeceğim ki bir mübelliğin gizli çıkarları olmamalı; dinleyiciler de öyle bilmeli. Eğer mübelliğin kişisel çıkarları olursa isterse namaz konusunda konuşuyor olsun dinleyicilerin kulaklarına sadece “para ver para ver” sesleri gidiyor olacaktır. Müslüman vaaz verenlerde çok kötü bir huy oluşmuştur ki vaazdan sonra hep bir şey isterler.

Eğitim İçin Evden Ayrılana Nasihatler

Teheccüd kılmak için telkin Orası karanlıkların ülkesidir; karanlık ise nurun düşmanıdır. Ama mümin nurla hayat bulan bir varlıktır; karanlıkta yaşayamaz. Bu sebeple kendin için nur yaratmaya çalış. Bu nuru yaratmanın en güzel yollarından birisi Kur’ân-ı Kerim’in anlattığı Teheccüd yoludur. Eksiksiz; hiç kaçırmadan Teheccüd namazını kılmaya özen göster ama oranın şartlarına göre öyle bir vakitte kıl

Sebep-sonuç ilişkisi ve melekler

Arkadaşlarımızdan birisi “maddenin özelliklerinin son yularının neden meleklerin elinde olduğuna inanalım. Neden doğrudan maddenin özellikleri olduğuna inanmayalım” diye soru sormuştur. Meleklerin varlığını anlatırken bazı deliller de vermiştim ve bu delillerle onların varlıklarını ispatlamıştım. Varlıkları ispatlanırsa gereklilikleri de ispatlanmış olur. Delillerle bir şey ispatlanırsa ondan sonra “peki neden böyle olduğuna inanmıyoruz” diye sorulmaz. Örneğin bir kâğıt

Meleklerin bizimle olan ilişkisi kaç çeşittir?

Meleklerin bizimle olan ilişkisinin çeşitleri ve her çeşidin aktardığı feyiz konusuna girerken şeytanın bizimle olan ilişkisi de aklımıza gelir. Bu iki varlık bir nevi birbirinin zıtları olduğu için birlikte anlatılabilir. Hatırlamaya değerdir ki hem meleklerin hem de şeytanın etkileri üç çeşit veya üç aşamalıdır. İlk aşamasının adı “Lemmeyi Melekiye” dir. Bu kelime meleğin önerisi olarak

Melek mi üstündür yoksa insan mı?

Şimdi meleğin mi yoksa insanın mı üstün olduğu sorusuna gelelim. Biraz önce İsa (as) ve Musa (as) ve Muhammed’in (sav) Cebrail’in aktardığı feyiz yüzünden yükseldiklerini söyledik. Bu bazıları için bir soruyu doğurmuş olabilir. Aktaran aktarılandan daha üstün olur diye düşünebilirler. Unutulmamalıdır ki Cebrail’in aktardığı nur sebebiyle mertebelerini bulan Isa (as) Musa (as) ve peygamber efendimiz

Meleklerin Varlığının İspatı

Şimdiye kadar hep Kuran-ı Kerimin ayetleriyle anlatmıştım; şimdi ise mantığa bağlı delillerle meleklerin var olduğunu nasıl anlayabildiğimizi anlatacağım. 1) Görüyoruz ki tüm alemde inkar edilemeyecek kadar güçlü bir kanun geçerlidir. Bu kanunun bir iradenin altında hareket ettiği de barizdir. Örneğin göklerde yıldızların hareketini görürüz. Bu hareket o kadar düzenli ve hikmetlerle doludur ki kendiliğinden ve

Tüm ilimlerin membası

(6 Eylül 1934 tarihinde Hazret Muslih-e-Mev’ud tarafından Üçüncü Halife Hazretleri eğitim için İngiltere’ye giderken yazılan mektuptan alıntıdır.)  Nasir Ahmad azizim, Şehadet veriyorum ki Allah’tan başka İlah yoktur; O tektir; eşi benzeri de yoktur ve şehadet veriyorum ki Muhammed (s.a.v.) O’nun kulu ve resulüdür. İşte kendi kulağımla duyduğum, kendi gözlerimle gördüğüm ve diğer tüm hislerimle hissettiğim büyük

Allah’ın yardımını cezbeden değişiklik

Sözün özü Allah’ın yardımını cezbeden o değişikliği yaratmanız gerekir. Ama sadece hutbeleri dinleyip geldiğiniz gibi dönerseniz bu işe yaramaz. Gayrı Ahmedi’ler de hutbeleri kaçırmazlar. Ama netice eğer dinledikten sonra elbiselerinizi silkeleyip aynen eski hayata devam şeklinde olacaksa bunun ne faydası olur? Bize “vücudunuzu yağlayıp dünyaya gidin ki sizi yakalayamasın” denmişti ama bazılarımız dini toplantılara vücutlarını

Çok büyük bir iş bize havale edilmiştir

Allah-u-Teâlâ (c.c.) bazı idrak edemeyeceğimiz sebeplerden dolayı cemaatimizi öyle bir iş için seçmiştir ki sayılarımıza bakarak, mali durumumuza bakarak, ilmi durumumuza bakarak, tecrübemize bakarak, ahlak ve terbiyemize bakarak değerlendirecek olursak her açıdan bu kadar zayıf bir cemaat için bırakın o yüce işi, onun onda birini hatta binde birini dahi yapmak mümkün görünmemektedir. Ama buna rağmen

Gerçek sırat köprüsü: Cesaret

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cennete girmeden önce tüm müminlerin kılıçtan bile ince, daracık olan köprüden geçmesi gerekeceğini söylemiştir[1]. İlk bakışta bu insana garip geliyor; böyle bir temaşa yaratmanın ne gereği vardı diye şaşırıyoruz. Ama derin düşünecek olursak kılıç gibi keskin olması her müminin karşılaşması gereken zorluklara bir işarettir. Bakınız; her şeyin bir orta yolu varken bir

Tevhidi Yaymanın Yolu

Avrupa veya Asya nerede olursa olsunlar, Allah (c.c.) yeryüzünde yaşayan temiz ruhların hepsini Tevhide çekip İslâmiyet üzerinde toplamayı hedef edinmiştir. Allah’ın (c.c.) bu isteğini gerçekleştirmek için dünyaya gönderildim. Siz de yumuşaklık, güzel ahlâk ve ısrarla duaya yönelmekle, bu hedefi gerçekleştirmeye uğraşın. İnsanların dertlerine ortak olmak ve nefislerinizi temizlemek suretiyle “ruh-ül kudüs[1]”den pay alınız. Çünkü gerçek

Gaybe İnanmak

Yukarıda da belirttiğim gibi takva tekellüf ister. Bu yüzden Allah (c.c.) Kur’ân hakkında: “Bu kitap takva sahiplerine yol göstericidir. Onlar, gaybe inanırlar.”[1] buyurmaktadır. Şimdi burada (istenen imanda) bir tekellüf vardır. Çünkü müşahede karşısında gaybe inanmak tekellüf ister. Bu yüzden takva sahibi derecesindeki bir kul tekellüf içindedir. Ama takva sahibi salihlik derecesine ulaşınca onun için artık

Bi’at, Tövbe ve Günah Arasındaki İlişki

Gelişinin Sebebi Nedir? 1897, Mevlevi Abdul Kerim Sayalkoti (r.a.) hatıra defterinde şöyle yazmıştır: “Bir kişi Calandır şehrinde: “Siz niye gönderildiniz?” diye sorunca, Mehdi (a.s.): “İnsanoğlu kuvvet-i yakînde ilerlesin diye gönderildim” cevabını verdi.” İman Kaç Çeşittir? Aynı kişi, Munşi Muhammed Arure (r.a.) Calandır şehrindeyken Vadedilen Mesih’e (a.s.): “İmanın kaç çeşidi vardır?” diye sorunca O da: “İman

Muhaliflere Nasihat Ve Cemaatin Geleceği

(Mehdi (a.s.) bundan 100 yıl önce cemaat daha çok küçükken, aşağıdaki sözleri söylemiştir. Doğruyu arayanlar bu yazıyı bir kez okuyunuz ve şu an ki cemaatin durumuna bakınız. Allah şüphesiz doğruların yanındadır.) "Unutmayınız ki, bana beddua ede ede dilleriniz yaralanıp, secdelerde uzun uzun durmaktan burunlarınız aşınsa,  gözlerinizin etrafı çürüyüp, kirpikleriniz dökülse, fazlaca akmasından dolayı görme gücünüz azalıp

Meleklerin Gerekliliği

Bu mantıkî delillerden sonra şimdi de meleklerin gerekliliğini anlatayım. Bir şeyin gerekli olması da varlığının bir nevi ispatı sayılır. Doğanın kanununu incelediğimizde gerçekten gerekli olan her şeyin var olduğunu görüyoruz. Bu doğrudan bir ispat sayılmasa da dolaylı bir ispattır. Bu sebeple meleklerin gerekliliği konusunu incelemekte fayda vardır. 1) İlk akılda tutulması gereken şey şudur ki

İslam’da Kaza ve Kader Konusu

Hatırlıyorsunuz, bundan önceki haftalarda İslamın üstün özelliklere haiz olduğundan biraz bahsetmiş ve sormuştuk; böylesine mükemmel bir inanç sistemine sahip olduğumuz halde neden böyle bozuk ve geri kaldık demiştik. Ve geçen hafta her Müslümanın doğru sözlü, dürüst ve her bakımdan güvenilir olması gerektiğini ayetlerle ve hadislerle izah etmeye çalışmıştık İslamın dürüst olunuz emrinden uzaklaşan müslümanların ne

Tövbenin Yedi Şartı

Tövbe etmek İrfan-ı İlahi elde etmenin ilk adımıdır. Kimse bunu basit bir şey sanmasın, “biz zaten her gün tövbe ederiz” demesin. Bu tövbe o tövbe değildir, başka bir şeydir ve birazdan anlatınca ne olduğu ortaya çıkacaktır. İrfan-ı İlahi elde etmenin ilk şartı tövbe etmektir ve tövbe boş ağızla “ya Rabbim tövbe ettim” demek değildir. Gerçek

Münafıklık Alametleri

Kuranı Kerim’de münafıklarla ilgili olarak Allahü Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Onlar kendi akıllarınca Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Hâlbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değildirler.” (Bakara,9) Allahü Teâlâ (c.c.) onları kandırıyor demektir ki; onlar Allah (c.c.)’ı kandıramayacaklarına göre aslında böylece Allah onların  kendilerini kandırmalarını sağlıyor. Onlar namaza durdukları zaman tembellikle dururlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Onlar

Melekler Gerçeği

İlk soru meleklerin yaratılmış olup olmamaları ile ilgilidir çünkü onlara verilen makam yaratılmamış olduklarına dair fikir verebilir. Bu sebeptendir ki Hıristiyanlar yanılgıya düşüp kutsal ruhu Allah’ın bir parçası sanmışlardır; yaratılmamış olup hep var olduğunu düşünmüşlerdir. Oysa İslamiyet’e göre meleklerin mahluk[1] olmaması bir yalandır; onlar kesinlikle mahlukturlar. Kuran-ı Kerimden bunu ispatlamak mümkündür. Şöyle der; (Saffat süresi

Kur’an Işığında Meleklerin İşleri

Meleklerin en büyük işlerinden birincisi Allah’ın kelamını getirmektir. Kuran-ı Kerim de Allah şöyle buyurur; (Hac süresi 76. ayeti) "Allah insanlardan ve meleklerden elçilerini seçer." Bu gösteriyor ki meleklerin işlerinden birisi Allah’ın kelamını getirmektir. İkinci işi mahlukların canlarını almaktır. Bu konuda Kuran-ı Kerim şöyle der: (Secde süresi 12. ayeti) "Size görevli kılınan ölüm meleği canınızı mutlaka alacaktır.

Meleklere İman Neden İmanın Şartıdır?

Bugünün konusu iman meselelerinden birisidir. İslamiyet’in temeliyle alakalı olduğu için son derece önemlidir; ince bir konudur. Kader[1] meselesi de zordu ama herkesin ilgisini çektiği için ister istemez insanların dikkati dağılmadı. Ama bugün anlatacağım mesele imanla alakalı olmasına rağmen insanların ilgisini pek çekmemiştir. Kader kelimesi bile o kadar dilimizin ucundadır ki ne zaman iyi veya kötü

Gaybe İman

Bizlere çocukluğumuzdan beri bir şey öğretilmiştir ki, hepimiz, gaybe inanmanın imanın temel şartlarından olduğuna inanırız ve buna iman etmeden bir Müslüman olunamayacağını iddia ederiz. Bunun dille zikrinde hiçbirimizin problemi yoktur, ancak sorsak ve desek ki “Peki kendine gaybe inandığını ispatlayabiliyor musun” diye, acaba kaç kişi buna olumlu cevap verebilecektir. Gerçekten “Ahiret gününe inanıyorum” demek bir iddiadır

100 Sene Önce… – II. Halife Hazretleri’nin yeni bir mühtediye tavsiyesi
İnsan meleğe nasıl benzeyebilir?
Melekleri Nasıl Cezbedebiliriz?
Şeytanın tahriklerinden korunma yöntemleri
Şeytan seni nasıl kandırır?
Melekler insanı nasıl etkiler?
Melek mi güçlü, yoksa şeytan mı?
Kalbe doğan düşünce melekten mi şeytandan mı?
Dostunuz Melekler mi, Şeytan mı?
Şeytan nedir?
Meleklerin insanlara tavsiyeleri: Lemme
Allah’ın desteğini görmek mi istiyorsunuz: Tebliğ edin!
Mümin ve Müslim arasındaki fark
Allah’ı bulmanın da kuralları vardır
Kavl-i Sedid (Eğri Olmayan Söz)
İstiğfar
Ahmedilerin itaate verdikleri önem
Kaza ve Kadere İman
Deccal Hakkında
Sadıkların Sohbetinde Bulunmak
Günümüzün sufilerinin zikri
Günümüzde Zikre İlgisizliğin Nedenleri
Zikir, Dua, Namaz
Bizim tebliğimiz Allah’ın emrini yerine getirmek içindir
Tebliğ konusunda cemaatin durumu
Tebliğ Edeceklere Altın Tavsiyeler-1
Tebliğ Edeceklere Altın Tavsiyeler-2
Tebliğ Edeceklere Altın Tavsiyeler-3
Eğitim İçin Evden Ayrılana Nasihatler
Sebep-sonuç ilişkisi ve melekler
Meleklerin bizimle olan ilişkisi kaç çeşittir?
Melek mi üstündür yoksa insan mı?
Meleklerin Varlığının İspatı
Tüm ilimlerin membası
Allah’ın yardımını cezbeden değişiklik
Çok büyük bir iş bize havale edilmiştir
Gerçek sırat köprüsü: Cesaret
Tevhidi Yaymanın Yolu
Gaybe İnanmak
Bi’at, Tövbe ve Günah Arasındaki İlişki
Muhaliflere Nasihat Ve Cemaatin Geleceği
Meleklerin Gerekliliği
İslam’da Kaza ve Kader Konusu
Tövbenin Yedi Şartı
Münafıklık Alametleri
Melekler Gerçeği
Kur’an Işığında Meleklerin İşleri
Meleklere İman Neden İmanın Şartıdır?
Gaybe İman